Lagarde: En kötü senaryo gerçekleşmedi ancak yine de tedbirli olmamız gerekiyor
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, Frankfurt’ta düzenlenen Avrupa Sistemik Risk Kurulu’nun (ESRB) 7. Yıllık Konferansında konuştu.
Christine Lagarde şunları söyledi: “Avrupa’nın finansal sistemi bugüne kadar büyük sistemik risklerin eş zamanlı olarak meydana geldiği en kötü senaryodan kaçındı. Ancak politika yapıcıların proaktif kalmaları ve finansal istikrar risklerinin ortaya çıkışına karşı tetikte olmaları gerekiyor.”
ABD’nin 16. Başkanı Abraham Lincoln’ün sözlerine atıfta bulunan Lagarde, politika yapıcılara seslenerek “Bugün yapılabilecek hiçbir şeyi yarına bırakmayın” çağrısında bulundu.
Avrupa Sistemik Risk Kurulu’nun (ESRB) geçen yılın eylül ayında bir takım sistemik riskleri sıraladığını hatırlatan ECB Başkanı Lagarde, “Belirsizliğin son derece yüksek olduğu bir dönem. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi, birbirini takip eden senaryoların olasılığını artıran bir diğer durum” dedi. gerçek oluyor.” “Diğer faktörlerle birlikte” dedi.
“Harcanabilir gelirinin önemli bir kısmı baskı altında.”
Kış yaklaşırken Avrupa’da ciddi bir doğalgaz ve petrol kıtlığı riskinin bulunduğunu belirten Lagarde, “O dönemde ‘tahmin ettiğimiz tüm risklerin aynı anda gerçekleşip birbirinin etkisini artırabileceği’ konusunda uyarmıştık. Neyse ki bu senaryo şu ana kadar gerçekleşmedi.”
Hanehalkı ve şirketlerin borç ödeme kapasitesinin etkileneceği yönünde endişelerin daha önce de dile getirildiğini belirten Lagarde, istihdamın şu ana kadar dirençli kalmasına rağmen yüksek enflasyon nedeniyle hane halkının reel harcanabilir gelirinin ciddi baskı altına girdiğini kaydetti.
Lagarde konuşmasına şöyle devam etti:
“İkinci olarak, varlık fiyatlarındaki keskin düşüşten kaynaklanan riskleri vurguladık. Bunlar kısmen ABD merkezli bölgesel bankaların başarısızlığına, İngiltere’deki tahvil krizine ve son zamanlarda ABD Hazine tahvillerinin fiyat dalgalanmalarına yansıdı.”
Bazı sistemik risklerin henüz gerçekleşmediğinin altını çizen Lagarde, “Banka karlılığı, fonlama maliyetlerindeki artış ve yüksek siyasi faiz oranlarının bir yansıması olarak çok daha düşük kredi hacimleri nedeniyle olumsuz etkilenecektir.”