Kahramanmaraş merkezli 11 ilde etkili olan deprem felaketleri Türkiye’yi sarsarken, ekonomik maliyeti hesaplanamadı. Yıkım geniş bir alanda gerçekleşirken, kaba hesaplar ve iddialara göre afetin üzerinden bir ay geçtiğinde yapılan hesaplamalar da farklılaşıyor. Maliyet hesaplamalarındaki farklılık, içeriklerin farklılaşmasından kaynaklandığı gibi bazı iktisatçıların maliyetleri karşılamak için farklı yollar önermesinden de kaynaklanmaktadır.
ABD’li yatırım bankası JP Morgan’ın varsayım hesaplamalarına göre zarar 25 milyar doları bulurken, Wall Street Journal (WSJ) 50 milyar doları buluyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı (UNDP) yetkilileri, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin hasar maliyetini hesapladı.
Fitch, “Depremin makroekonomik etkisi henüz ölçülmedi” dedi.
17 Ağustos 1999 depreminden sonra Türkiye yeni vergilerle tanıştı ve sonraki yıllar ekonomik krizlerle geçti.
Depremin ekonomik maliyeti ikiye ayrılır: Yıkılan alanların alt ve üst yapı olarak inşa edilmesi ve bunların ekonomik büyümeye etkileri.
Farklılıkların dikkate alınan harcama kalemlerinden kaynaklandığını belirten Arda Tunca, şu anda fotoğrafın tamamının görünmediğini ekliyor.
Murat Kubilay, sarsıntının neden olduğu çeşitli hasar türleri olduğunu da ortaya koyuyor. Her şeyden önce altyapı ve üst yapıya verilen zararlar ve bunların niteliğinin değiştiği bir gerçektir. Yıkılan binanın ahır mı yoksa hastane mi, fabrika mı yoksa apartman mı olduğu hesabı farklı kılıyor.
prof. Dr. Şenol Babuscu maliyeti hesaplarken iki ana unsurdan bahsediyor, önce kayıplar sonra da geleceğe etkileri.
Depremzedelerin 1 ayı geçmesine rağmen hala birçok eksiği varken, Türkiye karşı karşıya olduğumuz ekonomik tablonun boyutuyla 14 Mayıs’ta seçime doğru gidiyor…