Sabancı Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen “Toplum ve Afet Risk Yönetimi” temalı seminerlerin yedincisinde “Ülkemizde Depreme ve Depreme Dayanıklı Kentler” konusu işlendi. Seminerin ana konuşmacısı İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu kabul etmemiz gerektiğini vurgulayarak, depreme dayanıklı yerleşimlerin önemine dikkat çekti.
Sabancı Üniversitesi tarafından “Toplum ve Afet Risk Yönetimi” temasıyla yedincisi düzenlenen seminerde “ Ülkemizde Depreme ve Depreme Dayanıklı Şehirler” hakkında konuşuldu. 16 Mayıs 2023 Salı gün Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ozan Duygulumoderatörlüğünde düzenlenen seminerin konuğu İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görüroldu.
Türkiye’nin en değerli gündeminin sarsıntı olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Naci Görür, şunları söyledi: “ Öncelikle kusur tartışmasını bırakmak gerekiyor. Bunu bilim adamlarına bırakın. Bunları tartışacak bilim adamları medya önünde tartışmamalı. Bu tartışmalardan dolayı gerçek çözüme gidemeyiz. Kabul etmemiz gereken bir gerçek var: Türkiye bir deprem ülkesi. Büyük depremler her an her yerde olabilir. Bir gecede binlerce insanımızı kaybedebiliriz.”
“7 ve üzeri deprem olma ihtimali yüzde 64”
prof. Kentleri depreme dayanıklı hale getirecek altı bileşenin olduğunu ve bunların yönetim, kamu, altyapı, yapı stoğu, çevre & ekosistem ve ekonomi olduğunu belirten Dr. Görer, şöyle devam etti: microshading çalışmaları çerçevesinde. Bu çalışmalar ağırlıklı olarak 1999 depreminden sonra yapılmıştır. O zamanlar bir semtin microshading işleri 20-25 milyon dolara mal oluyordu. Bu çalışmaların Türkiye’nin her yerinde yapılması gerekiyor” dedi.
Geliştirme çalışmaları devam eden erken uyarı sistemlerinin temel amacının doğal gaz, su ve elektrik gibi stratejik kurumlarda cepheden kesintiler sağlayarak güvenliğin önemini artırmak olduğuna dikkati çeken Prof. Görer, “Günümüz teknolojisi ile depreme dayanıklı şehirler inşa etmek hiç de zor değil. Olası bir İstanbul depreminde kanalizasyon ve içme suyu sistemlerinin zarar görebileceğini görüyoruz. Buna göre sistem düzeltmeleri yapmaya başladık. Bu Türkiye’de bir ilk. Ciddi bir şekilde çalışmaya başlarsak İstanbul’u depreme dayanıklı hale getirebiliriz” dedi.
Beklenen İstanbul depremiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Bu da 2029 yılına kadar olan bir süre anlamına geliyor. Bu tahmin artı eksi 15 yıl olarak kabul ediliyor. Bu, en iyi durumu düşündüğümüzde 2044’e kadar zamanımız olabileceği anlamına geliyor. Afet Bakanlığı kurulursa ve bütçesi iyi olursa Türkiye’de önemli mesafe kat edebiliriz.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
